MERHABA SEVDAM

[*Kibele*]

YÜREĞİMİ GEZER MİSİN?

Hadi elimden tut, sana yüreğimi gezdirmek istiyorum...
Öyle büyük bir yer değil, birçok odası yok.... Küçücük bir ev, büyük bir bahçesi var... Bir ağacı var, büyük ve köklü...
Sevda ağacı...
Rengarenk çiçekler var...
Ağacın yapraklarında su damlacıkları 'çiğ tanesi' tanesi değil, acıların sonrası oluşan yüreğimin gözyaşlarıdır...
Elimi bırakma,gezerken dikkatli ol lütfen, bastığın her yerde bir açacak bir sevgi çiçeği olabilir... Onlarla konuşurken
ne olur dikkatli ol, onları incitme olur mu?
Yüreğimdeki yaralar yeniden açılabilir...
O kadar 'can kırıkları'var ki?
Yıllardır onları 'acı'lara rağmen yaşatıyorum.... Gözüm gibi bakıyorum... Hergün onlarla konuşuyorum...
Biliyorum, sende sevda acısı yaşadın... Beni anlıyorsun, çünkü yüreğimi gezerken gözlerin doluyor...
Ne olur bana bakarken yüreğimi acıtma...
Sevdana, sevdiğine sahip çık olur mu? Çünkü ancak o yürekteki 'acı'lar hafifler...
Yüreğimdeki gökyüzüne bakar mısın?
Ne zaman yüreğimde gezintiye çıksam gökyüzü kararıyor ve yağmur yağıyor...
Saatlerce yağmurun altında yüreğimin bahçesinde oturuyor ve konuşuyorum...
Bak birazdan yağmur yağacak, hadi ağacın altına oturalım...
Sevgi çiçeklerinin konuşmalarını dinleyelim...
Yağmur sonrası kuşlar gelir, ötüşlerin her biri ayrı türkü...
Yüreğimi gezerken ne olur ağlama....
Yüreğimi acıtma....
Acılara rağmen gülümse...
Gülümse ki, yüreğim, sevgi çiçekleri de gülümsesin...
Gülümse ki, beni 'acılarım'la başbaşa bırakma...
Hadi elimden tut, sana yüreğimi gezdirmek istiyorum...
Kirlenmemiş, saf bir sevda öyküsü dinlemek ister misin?
Acıların içinde güzel bir sevda yaşamak ister misin?
Hadi gülümse; 'acı'ları birlikte 'bal eyleyelim.'

3 Aralık 2008
ŞABAN BAĞCI

[*Kibele*]

SONBAHARDA DÜŞEN YAPRAK
Sonbahar hep ‘hüzün’ mevsimidir… Yaprakların düşüşü, kayan bir yıldız gibi algı
lanır…
İlkbahar’da’ doğanın canlanması, çiçeklerin açması insanların umuda sarılması gibidir. İnsanların hep bu mevsimde ‘aşık’ olacağı vurgulanır…
Oysa bitanem, biz tüm mevsimlerde ‘sevdamızı’ yeniden canlandırırız.
Sonbaharda düşen yapraklarımız ise geçmişe bıraktığımız ‘anı’lar gibidir. Çünkü ilkbaharda açan yeni bir çiçek, yeşillenen bir yaprak gibi yeni anılar oluştururuz.
Yüreğimin ‘gamzesi’ sen benim her mevsimimsin…
Bazen güzel gözlerinde ilkbaharı görürüm, bazen hüzünlü bakışlarında sonbaharı…
Konuşamadığımız, görüşemediğimiz günlerde ise ‘kış’ı yaşarım…
Düşlerimizdeki sevişmelerimizde bile ‘yaz’ın sıcaklığındaki gibi terlerim.
Canımın içi ‘biz’ her mevsimde yaşarız…
Yüreklerimiz elele dolaştığımız sokaklarda , ağaçlardan başımıza düşen yapraklar bizim yaşadığımız acı-tatlı anılarımız bize sunulan bir ‘taç’ gibi bakarız…
Bir yaprak sen alırsın bir tanesi ben…
Kuruturuz onları yüreklerimizde….
Sarılırız birbirimize, yeniden çiçeklenir sevdamız…
Gülüşlerinden öperim, yanaklarında bir çiçek açar.
Burnuma dokunursun yüreklerimiz ‘sevgi’den sözeder.
Ben seni sonbaharda daha çok seviyorum, her mevsimde olduğu gibi…

ŞABAN BAĞCI

[*Kibele*]

SEVDİĞİNİ SÖYLEMEK ZOR BİR İŞ
Önce yüreğine düşer sevgili…
Duyguları karışır insanın…. Sevgi mi beğeni duygusu mu?
Önce yüreğinin güzelliği sonra da hüzünlü bakışlarınla ile yüreğime düştün…
Sonra türkülerle buluştu yüreğimiz…
Ortak noktalarımızı konuştuk, yüreğinin güzelliğinden, hüzünlü bakışlarından sözettim, ama yüreğime düştüğünü söylemedim…
Belki yüreğimi hissettin, ama sessiz kaldın, belki sessizliğin beni iyi tanıyamamandan kaynaklandı…
Yüreğimdeki ‘sevgi’yi yazılarımla anlattım, sessizliğimi bozmak istiyordum… Sessiz çığlıklarımla yüreğime düştüğünü anlatıyordum…
Ama bağırarak ‘seni seviyorum’ diyemedim….
Yüreğime düştüğünden bu yana seni seviyorum….
Şimdi seni sevdiğimi söylüyorum….
Yüreğim senden vazgeçmiyor….
İstediğim bir şey var bitanem….
Yanına gelmek, elini tutup, deniz kenarında, hüzünlü bakışlarında dalga ve martı seslerini dinlemek….
İki elini avuçlarıma alarak, saçlarını düzeltip, yüzünü okşayarak ‘seni sevdiğimi’ söylemek istiyorum…
Yıllar sonrası yakalanmış bu sevdayı sana anlatmak istiyorum…
Eğer ağlayacaksak, yağmurları bekleyelim canım… Gözyaşlarımıza yağmurlar eşlik etmeli…
Sessiz çığlıklarla yüreğimle seni sevdiğimi söylüyorum….
Ama bil ki bitanem, elini tutup, hüzünlü bakışlarına bakarak haykıracağım…..
“Seni Seviyorum”
26 Kasım 2008
ŞABAN BAĞCI

[*Kibele*]

[DJ-MEMOĞLU]

tşkler

[*Kibele*]

Yalnız Değilsin ki Can!

Yalnızım deyişin dokundu bana
Dalmak istediğim uykular korktu
Geceye öfkelenip bir anda
Kızılla boyadım bütün geceyi
Gece sustu bir anda
Uçurumlardan fırlatıp attım sensizliği
Öldüler birer birer, gözlerime bakarak
Bilesin ki; hüzünlenmem o yüzden
Saçlarını yoldum sensiz gecelerin
Haber saldım rüzgarlarla gel diye
Yazdım, kuşların kanadına beklediğimi
Haykırdım seni sevdiğimi,duymadın nedense
Bütün canlar duydular
Bütün mevsimler içime doldu apansız
Sanki bir tek gecede ,olup bitti her şey
Yalnız bir kez görülen güzellikte
Harika bir rüya başladı birden bire
Sen duymadın, kahroluşum o yüzden

Ben sana yüzlerce kez aşık oldum
Her dakika yeniden ,her an yeniden
Özlemler kalmazsa sabaha iyidir
Beni özlemlerde bırakma,seversen

Bilirim bir tanem:
“Her deniz bir martı,
Her rüya bir uyku,
Her nota bir şarkı,
Her mezar bir ölü,
Her ağaç bir kök bulur da,
Ben başka bir sen bulamam”

Bilmez miyim sanıyorsun?
Sensizse gecelerim
Ay saklanır galakside kaybolur
Gökyüzünde sunalar süzülür
Saklanıp karanlığa,seni bana getirir
Sen farkında bile olmazsın

Selamlar getirir bana, gizlice
Bu da benim tek tesellim, bu gece
Ve ben uykudan uyandığıma
Pişman olurum mutlaka
Fısıldar güneş ışığı kulağıma
Beni sevdiğini

İşte bak, yalnızlık sona erdi
Bitirdin bak özlemleri canımsın
Bundan böyle...
Biliyorsan özlendiğini artık
Bir yudum sevgi yolla sende

Sunaların kanadına sarmala
Kendin gelemezsen bile
Geliver kalmadan sabaha
Uyanmadan senle dolu rüyadan
Kaybolmadan Ay yüzünde ışıklar
Bir yanımı sarıyor öbür yarım
Bak ,ben de yalnız değilim.
Gecenin hatırına,bir son ver
Bu kahrolası yalnızlığa.
Ne olur? Kalma sabaha...

Öyle Sevdalar büyütüm ki sana
Dağ bile bile dayanmaz buna
Bu özleme dayanılmaz ya ,
ben dayandım,inadına
Sana sevdam uğruna

Alıntı

[*Kibele*]

YAĞMUR YÜREKLİME....

SENİ SEVİYORUM

Ne güzel şey seni seviyorum diyebilmek,
kara, fırtınaya, yağmura,
rest çekip de zamana, seni,
seni ölümüne sevdiğimi söyleyebilmek,
Sevgimi kırlara,
ağaçlara,
uç uç böceklerine,
günlerce,
hatta haftalarca anlatabilmek,

Her baharda,
filizlenen tomurcuğa,
tomurcuğa sevdalı kelebeğe,
kuşa, böceğe,
geceye ve gündüze,
senin adınla seslenip,
bir tek seni sevdim,
bir tek seni seviyorum diyebilmek ,
sevgimi onlarla paylaşabilmek,

Çünküsü yok bunun,
biliyorum,
bir nedeni de yok,
delicesine bir sevda bu,
Hele hele,
zamanı hiç yok bu emsalsiz aşkın,

Zaman üstüdür bu mevsimde dakikalar artık,
Her gece,
utangaç bir gecenin koynunda,
fırtınalar koparken yüreğinde,
sevgilinin hayali vurur pencerene,
ve her gece,
gecenin o çıldırtan yalnızlığında,
aşkın çekilir,
kalbimin en kuytu köşelerine,
ve an be an,
çığ gibi büyür hasretin yüreğimde,
Seni seviyorum,
diye haykırmak gelir içimden,
öylesine,
delicesine,

Sesini duymak ,
gün ağarıncaya dek seninle konuşmak,
hiç kapamadan gözlerimizi,
doğan güneşle,
sevinçle düşlerimizi paylaşmak,
ve birlikte hep aynı düşlere dalıp,
hep aynı düşlerde uyanmak,
pencereyi sonuna kadar açıp da,
seni seviyorum,
seni seviyorum,
seni seviyorum diye,
defalarca gökyüzüne haykırmak,

Artık seninle,
bir başka güzel bakmaktayım,
hayata ve insanlara,
Gözlerimin içi parlamakta
Bak gör halimi ey sevgili,
sığdıramıyorum artık bu yüreği,
bu ölümsüz aşka,
Katılasıya gülmek geliyor içimden,
koşar adımlarla sokakta yürümek ,
Senin hatırına,
tanıdık,
tanımadık herkese selam verip ,
bir merhaba demek,
ve sizi de,
sevgilim kadar seviyorum diye,
gökyüzüne haykırabilmek,

Yağmuru ve denizi,
ve yağmur sonrasında,
senden geriye kalan izleri,
gök mavisinde, ak güvercinleri,
kıyıya vuran dalgalarda, martıları,
dağ eteklerinde açan, gelincik çiçeklerini,
bağrıma basıp da ,
sizi seviyorum,
sizi seviyorum,
sizi seviyorum diyebilmek,

Biliyor musun,
seni her zamankinden daha çok sevmekteyim artık ,
ve senin sevdiğin herşeyi ,
hatta acıyı ve hatta kederi,
buram buram ızdırap kokan şiirlerini,
Hülasa,
seni anlatan,
senden izler taşıyan herşeyi,
Toprağı,
kuşu,
böceği,
gelincik çiçeğini,
ve hatta,
o aptalca bulduğumuz,
o şımarık,
uç uç böceğini,

Biliyor musun,
nice mevsimler geldi geçti üzerimden,
Nice hüsranlar ,
nice fırtınalar yaşandı bu gönülde,
Ama yine de,
hiçbir şey kaybetmedim,
sana olan,
o ölümsüz sevgimde,
Artık sen mevsimindeyim ,
Biliyorsun,
asırlar öncesinde,
senden gelmiştim,
yine bir sen mevsiminde bak,
saçlarımda ak,
yine sana dönmekteyim ...

Alıntı

[*Kibele*]

SEVDAMSIN SEN

Her sabah gözlerim
Senin güneşinin ışıklarıyla dolsa
Sıcacık gün yüzünü görmek için
Yüreğim
Hep senin adını atarak yaşam bulsa
Yaşıyacaklarımız cehennem ateşi gibi yaksada
Uğrunda uçurumlardan atılmak çöllerde susuz kalmak olsada
Can suyum sen sen olursun
Sen olmazsan bilki ben yokum seninle yeniden doğdum
Acını acım,aşkını sevdam yapayım izin ver,
Sana olan sevgimin adını
Özlem çiçegi koydum
Geldiğin gün çiçeğim katmer katmer açacak
Bedenin bedenimle buluştugunda
Sevda tohumları saçacak heryere
Yaşadığımı o an hissedeçeğim işte ben.
Sana sakladım en güzel kokularımı
Anlam bulacak bedeninde kokularım
Beklediğim özlemim hadi gel
Geldiginde yakacak bahar
Yaksın ki görsün cümle alem
Belkide bir yalnış yerlerdeyiz
Bilki senleyim her şeyimle
Yeter ki benim olduğunu bilsinler.
Ruhum her sabah yaşar seni yeniden
Sen olmazsan bilki ben yokum
Seninle DOĞDUM yeniden.


Alıntı

[*Kibele*]

Sevgi Çiçekleri Ek

Nazlanma yürekleri yakan sevda ateşi,
Bir kez de olsa gel, benim de yüreğime.
Yorulma ruhları besleyen sevda çiftçisi,
Kucaklar dolusu sevgi çiçekleri ek,
Çorak, ıssız ayrık otlu bahçeme,
Reyhan kokulu, boy boy, renk renk.
Erinme sevdaların hayat menbağı,
Yağmur ol yağ, inceden inceye,
Çorak bahçemdeki tüm sevgi çiçeklerinin üzerine.
İçlerinden bir tanesi dahi yeşillenip çiçeklense,
Hiç düşünmeden bir an bile sererim onu da,
Tüm sevgisiz gönüllerin ayakları dibine.


Alıntı

[*Kibele*]

Ve.Adını koydum

Mayıs papatyaları gibiydi gülüşün,
Seviyor sevmiyor falları baktığım;
Arzu pırıltıları mıydı gözlerindeki,
Ekip ekip sonra da biçemediğin?
Beyati bir şarkı oldun dilimde:
‘benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım’

Hüzünler damlasa da kalemimden,
Sen! Yüreğime resmini çizdiğim,
Ve adına Sevdam dediğim!

‘Seni seviyorum’ ları resimlerine söylediğim;
Düşlerimde tuttum sıcacık ellerini,
Başka diyarlarda, içimde büyüttüm özlemlerini,
Gözledim.. Bir sesini, bir haberini
Yanık bir türkü oldun duyduğum:
‘Ah le yar yar, yine başımda sevdan’

Mesafeler yollarda değildi sevdiğim,
Çok uzaklarda idi bana yüreğin..
Nerdesin; adına Hasretim dediğim?

İlkbaharımdı henüz, seni tanıdığım,
Sonbaharımda bile içimden atamadığım,
Dökülen her yaprakla bitersin sandım,
Ama her yaprakla içime sapladın;
Yine dilime düştün imkânsızım..
‘İnce sızım, kalp hırsızım’

Kınından çıkarsan yasak sevda hançerini,
Eğerim başımı, kaparım gözlerimi;
Vur istersen! Adına Sonum dediğim…

Çıkmaz bir sokaktaydı senin kapın,
Dönüşü yoktu biliyorum, yine de çaldım;
Karanlık dehlizlerdeki Ben’i paylaştım,
Esaret prangalarını yüreğime doladım..
Sen mi söylüyorsun bu duyduğumu?
‘dikkat et kimse anlamasın, arkadaşımın aşkısın’

Öyleyse neden ihanet kokusu yayılıyor,
Neden gözlerin suçlu suçlu bakıyor?
Yapamazsın; adına Canım dediğim…

Ağırsın, başımda demirden zincirler gibi,
Sırtımda vicdanım, kamburum gibi,
Sürüklüyorum içimde seni, bedenim gibi,
Nereye gitsem benimlesin, nefesim gibi..
Uçuşuyor aynı isyankâr nağme havada:
‘kahpe felek sana nettim, neyledim’

Sen oldu hücrelerim, sarmışsın her yerimi,
Durduramıyorum, damarda dolaşan kanım gibi..
Olsun, ben taşırım; adına Yüküm dediğim…

Cezalı yüreğim yine uzun voltalarda,
Sen akıyorsun gözyaşımın her damlasında,
Seni kokluyorum yasak tarlalarda..
Bak; ellerinin izi kaldı mahzun yüzümde..
Sustur! Nerden geliyor bu sesler?
‘böyle bir kara sevda, kara toprakta biter’

Bitmez mi, hani her şeyin sonu vardı?
Dönde bir bak, benden geriye ne kaldı?
Biter mi bu sevda? Adına Ümidim dediğim.
Biter mi bu ceza? Uğruna hüküm giydiğim.


Alıntı

[*Kibele*]

SEVDAMSIN

Aşk, inadına alçalmaktır hayatın karşısında. Yazgıya kara çalmaktır. Geceler boyu, kızıl bir cinnet başucundayken en pembe düşleri, cennetten bir gözyaşına satın almaktır.

Hâlâ varsın.
Olmadığını düşündüğüm,
Gözlerin olmadan üşüdüğüm,
Bu anda hâlâ yüreğime yârsın.
Seviyorum,
Sen bu hayattan aldığım tek kârsın.

Sana sarılmak,
Tüm yıldızları kucaklamak,
Evreni avuçlarım arasına almak gibi...
Seni sevmek,
Siyah beyaz bir dünyada,
Mavilerle sarmaş dolaş olmak gibi...

Bu aşkın zirvesine tutundum,
Un ufak ettim umutsuzlukları...
Hayallere açtım kapılarımı,
Artık dünya benim, evren benim,
Sen benimsin...
Açmazlarıma uyan tek kilitsin.

Düşlerimi satın aldım,
Eksik kalan yanlarımı seninle tamamladım.
Dilim damağımsa kuru...
Sen avuç avuç sundun aşkı,
Umutlarım seninle artık dupduru...

Sen ...
Bir kibritsin karanlığıma çaktığım,
Alacakaranlık duygularla,
Sol yanıma taktığım...
Ateşten bir helezonsun,
Yüreğimi yaktığım...
Menzilimsin, çağlayıp aktığım...

Sen...
Kızıl bir cinnet içinde,
Zihnimi ablukaya alan,
En pembe rüyamsın.

Yetmedi mi?
Sevdamsın be adam, sevdamsın...
Anladın mı SEVDAMSIN......


Alıntı

[*Kibele*]

Bir umuda benzemeli bizim aşkımız,
herkesin umutsuz olduğu anda.
en kurak çöllerde yeşermeli,yetişmeli çocuk saflığıyla.

Denizlere benzemeli bizim aşkımız,
onlar kadar engin ve onlar kadar cesur olmalı.
gecelere ışık olmalı tükenmeden.

Bir kardelene benzemeli bizim aşkımız,
diretmeli savaşmalı,yılmadan usanmadan.
kırmalı zincirlerini
çaresizliğin,
özgürlük olup yağmalı tüm topraklara.

Bir doğaya benzemeli bizim aşkımız,
tüm canlılara gönül veren.
ırmak olup akmalı ulaşmalı bütün denizlere.
Hani bir sen varsın diyorsun ya gönlümde
İşte o yüzden
sende aşkın kokusu var bende çimen.

(alıntı)

[*Kibele*]

Gözlerim gözlerinin üzerinde, ne varsa geçmişe dair hepsini atmışım.
Bir seni almışım yanıma, bir de sevdamı.
Gerçek nedir, ya hayal, unutmuşum hepsini
Bir sana sarılıyorum, bir de yüreğimdeki sevdaya.
Bir de yıldızlar örtüyor üzerimizi.
Her biri aşk dolu yıldızlar
Teninden yayılan sıcaklık deliyor gecenin karanlığını
En gerçek şey, tek gerçek şey sensin şimdi
Senden öncesi yoktu sanki, sonrası da olmasın.
Tenlerimiz bu ateşi beslerken ruhlarımız da birleşsin.
Bir olalım, tek olalım, biz olalım, varsın kimse bilmesin.
İlan etmeye gerek var mı bu coşkuyu ille birileri bilmeli mi yüreğimizdeki uçarı kuşları.
Sevmek yetmesin bize, birleşsin dudaklarımız ve hiçbir söz o anı anlatmaya yetmesin.
Sadece kendi isteğimiz için, içimizden geldiği gibi öpüşlere süsleyelim anlatması mümkün olmayan bu sevdamızı.
İki kalbin arasına özlem girmesin.
Yalnız günlere, yalnız geceler inat, özlemek kelimesini çıkaralım aşkımızın sözlüğünden.
Özlem aşkın parçasıdır bilirim, aşık olmayan özlemeyi de bilmez bilirim ama, varsın bu sefer de böyle olsun ne dersin.
Özlemi kilitleyip bir sandığa, anahtarını atıverelim denize ne dersin.
Yorgun düşünceye dek sevelim birbirimizi
Birbirimizi görmeyi engelleyecek diye uyumayalım geceleri
Her zaman sanki ilk görüşüyor gibi heyecanla, son kez görüşüyor gibi bırakmamacasına sarılalım birbirimize
Komik şeyler söyleyelim, gülelim
"Ya biterse bu güzel şey" diyelim, üzülelim.
Unutalım zamanı, o anın içinde durup kalalım.
Yaşayalım sevgilim, yaşalım.
Kendimiz için, aşkımız için yaşayalım
Bize dayatılan senaryoların değil, sevdamızın oyuncuları olalım.
Her zaman aynı parıltıyla baksın gözlerimiz birbirimize
Seninle olmak yaşamın bana verdiği en büyük mucizelerden biri.
Mucizelere inanmayan ben, şimdi bu mucizeyle yaşamaya alıştım.
Bir kez kondu yüreğim yüreğine.
Anla beni ve tut elimi
Yürüyelim birlikte bu sevdanın yolunda.
Bu aşk bize çok yakışıyor sevgilim.
Yakışanı üzerinden çıkarma...
(alıntı)

[Misafir]

GENE DÖKTÜRMÜSÜN YÜREGİNE SAĞLIK MINECIMM

[*Kibele*]

SENİ TÜRKÜ YAPTIM

Hüzünlü bakışlım, ikimizde türküleri çok seviyoruz...
Türkülerle doğduk, büyüdük. Türkülerle tanıştık ve sevdik...
Seni türkü yaptım bitanem, yüreğimde çalıp duruyorum...
Türkümüzün notaları gözlerinden oluşturdum, her nota farklı bir bakışın..
Sözleri, yüreğimde ördüğüm 'sevda sözcükleri'...
Müziği ise; dudaklarımızın arasından çıkan 'ses'lerimiz...
Gözlerinin içine bakıp, 'seni seviyorum' dedim mi hiç?
"(...)/Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı \"herşeyde\"."(1)
O güzel gözlerine saatlerce bakmalıyım, sessizce, yüreğimde çıkan fırtınalarda Nazım Hikmet'in türkü olarak bestelenen 'Ekmeği tuza basar gibi' şiirini okumalıyım... Sensizlik günlerim geçecek, elini tutup, doyasıyaca öpeceğim günlere olan'hasretim' yeni bir yazıya konu olacak...
Edip Cansever'in 'Mendilimde Kan Sesleri' adlı şiirindeki gibi (Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)mle 'Kışı baharda sevmek' gibi özlemimsin...
Her gün kapılara bakıyorum, sen geleceksin diye...
Her gelişin, her bakışın, her sesini duyuşumda yeni bir sevda yazısı oluyorsun...
Yüreğimde 'sevda kitabesi' oluyorsun...
Yüreğimde öylesine büyüyor ki sevgi çiçeği, yaprakları düşecek diye dokunamıyorum, yüreğimle suluyorum....



Sevdikçe seni türkü yaptım bitanem, yüreğimde çalıp duruyorum...
Seni düşledikçe, denizi anımsıyorum, dalga ve martı seslerini duyuyorum. Seni anımsadıkça yağmurlar yağıyor yüreğime...
"Ah deniz, bütün suç senin
Unuttun beni bir sahilde
Bir gölge izliyor derinden ve sessiz
Islak bir yağmur zamanı
Islanıyorum, damlalar vuruyor yüzüme
Kan revan gözlerim suda boğuluyor."(2)
Biliyor musun canımın içi, çocuksu gülüşün beni alıp götürüyor 'çocuk oyunlarıma'... Elinden tutup boş duvarlara, 'mutluluk resmi'ni yapalım... Ben bazen duvarı boyarken bazende fırçamı burnuna dokunarak şımarmak istiyorum... Sende tüm renkleri karıştırıp yüzüme sürersin...
Sadece dudaklarımızın rengi kalsın... Öpüşlerimizde dudaklarımız boyanacaktır, sevgi renginde..
Seni türkü yaptım, yüreğimde çalıp duruyorum... Başını omuzuma koyup 'türküme' eşlik eder misin?
Hani gözlerimin içine bakıp, nefeslerimiz birbirine karışarak yüreklerimizin eşliğinde söyleyelim türkümüzü....
*** (1) Can Yücel, (2) Mahmut Kuru
28 Kasım 2008
ŞABAN BAĞCI

[*Kibele*]

[img:0aee]http://www.resimler.us/uploaded/20080518133357_duygu[1].jpg[/img:0aee]

Anla

Ben seni degil aslinda
Belki bu kadar benligimin icinde
Ama benim olamamanini sevdim
O kadar yakin o kadar candan
Ama bir o kadarda uzaktan bende bi hasret oluşunu sevdim
Sen benim olmadin ki
Ben senin başkalarinin olurkenki gozlerini sevdim
Hep ayni masumluğu
Yumusak ellerini birturlu tutamamayi sevdim
Ben hep senin yakinlarinda
Ama hiç yaninda olamamayi sevdim

Ben seni değil bitanem
Senin olamamayi sevdim
Bir şeyler yanliş gitti ya her seferinde
Ben tum yanlislarimin sen olmasini sevdim
Anla be gulum
Ben seni degil
Bunca yasadigim sensizligi sevdim
Oyle ki hep ona sarilip uyudum geceleri
Sevgisizdim onu sevdim
Ben bitanem, kimsenin sevemeyecegi kadar
Kendimden bile haberim olmadan
O kadar, iste o kadar delicesine sevdim


Alıntı

[AdimHüzün35]

Her gece gökyüzüne bakıp sevdama iyi geceler derim, her sabah kalktığımda da 'merhaba sevdam" diyerek güne başlarım...

[*Kibele*]

DALGALAR ALIP GÖTÜRSÜN BENİ
Kaç yürek acılara rağmen yaşamaya devam eder... Bilirsin bitanem, bedenleri yaşayan ama yürekleri yok olmuş milyonlarca insanlar var...
Kimisine 'kalpsiz' kimisine de 'duyarsız' diyoruz...
Aslında, kirlenen dünya ile birlikte birçok niteliklerimizi kaybediyoruz...
Saygıyı, sevgiyi, insanlarla paylaşımı gibi duygularımız yok oluyor...
Umutsuzluğumda veya ölümü düşlediğimde inan bitanem, deniz kenarına çekilip beni dalgaların alıp götürmesini istiyorum...
Denizin kenarında bulunan kayalıkların dibine oturup, saatlerce seni düşleyerek sızıp kalmak istiyorum...
Dalgalar bedenime her vuruşunda kendime gelip bir kez daha seni sevdiğimi anlatmak istiyorum... Sensizlik, duyarsızlık ve sessizlikten hiç hoşlanmıyorum...
Sesini duyamadığım veya bir sözcükte sana ait yazını okumadığımda o sensizlik beni daha da yıkıyor...
Dalgalar alıp götürsün beni....
Denizin derinliklerine bırakmalı....
Balıklarla oynaşmalıyım....
Yaralarıma tuzlu suyu basarak üreğimin acılarını denizin diplerinde yıkamalıyım...
Dalgalar beni alıp sahile ve kayalıklara bir kez daha götürüp bırakmalı....
Sen geldin mi diye bakmalıyım....
Yoksan, dalgalar alıp götürsün beni denizin derinliklerine.... 3 Aralık 2008
ŞABAN BAĞCI

[*Kibele*]

Bir Sevda Portresi

Titreyen ve ağlayan kutsal bir resim gibi
Sırtında acıları taşıyan bir savaşçı gördüm
Yorgun yüreğinde gürül gürül bir sevda,
Ve yurdumun ırmakları akıyordu gözlerinde

Titreyen ve ağlayan kutsal bir resim gibi, sırtında acıları taşıyan bir savaşçı gördüm. Yorgun yüreğinde gürül gürül bir sevda ve yurdumun ırmakları akıyordu gözlerinde. Kabzasında kan olan zifir gecelerde çığlıklar duyarım kimi zaman. Ruhunu beş paraya satan nicelerinin bile yaşamayı asla beceremediği bu hayat lâbirentinde yalnız ve ürkek martılar döner mavi suların yansımalarında.
Göğsünün şivan türküleri ve al memelerinin üzüm tarlaları, ikiye böldüğüm bir ekmek gibidir içimde taşıdığım, çığlıklarını bile unuttuğum. Say ki ben bende değilim. Unutulmuşluk toz duman buralarda, bozguna uğramış bir savaşçıyım infazını bekleyen. Kitaplarda kalan adın, hayali fotoğraflardaki gülüşlerin ve gülüşlerindeki yorgun bakışların düşer seni anımsayınca içime.
Umut pazarda ezik bir meyve gibi alınmayı beklerken, günahların ütopyası her gece çarşaf değiştirir inadına. Yıldızlara bakarak kaldırılan kadehler, tenha sokaklarda kurulan iğrenç sofralar, ödenen her bedelden sonra dökülen yaşlar bu çelişkiler yumağının düğümlerini asla çözemez.
Soytarıların oyunlarını sürdürdüğü bu yaşam sahnesinde bıkmaksızın oynanan bu oyunun bir parçası olamazsın sen. Günler eskimiş plâkların iğnesinde dönerken yaşadıkların ezgili bir türkünün sözleri olur. Heba ettiğin gençliğin, yıllara direnen güzelliğin, yüreğinin kapsüllerini sürekli ıslatan gözyaşlarınla patlayacak bir mermi gibi sürersin şu garip yaşamın izini.
Elvedaların, adını sözlüklerden sildiğin aşkların, fotoğraf karelerinden tırnaklarınla kazıdığın nefretlerin, gözlerini yaşlara boğan sel kapakların, dönence akşamların zikzaklı yollarında kaybolan gölgelerin, hepsi hepsi bir fırtına hasadı değil mi söyle? .
Sonra, sonrası yok anlayacağın. Sevgilerin acılara tutunduğu bu yaşam salıncağında düşmemek marifet kısaca. Benim de içimden geçmiştir bir çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlamak. Rüyalardaki bilgelerden öğüt almak. Zamanın hoyrat değirmeninde hasretleri yüreğimize her belediğimizde, sevgiye boyun bükmez miyiz? Ellerimin titrek sevecenliğinde saçlarının ormanlarında dolaşmak, gözlerinin denizlerinde yüzmek ve yüreğinin fırtınalarından seni çekip çıkarmak benim için mutlulukların en güzeli.
Hiç söylenmemiş mutluluk sözlerinden buket buket çiçekler serpip yollarına, gözlerini gülücüklere boğmak, acılara el sallamanı izlemek ne çok mutlu ederdi bir bilsen beni. Sımsıkı sarılışların bitip tükenmez ışıltılarında acıların pençelerinden bir çıkış yolu bulup, kahkaha ormanlarına dalmayı istemez misin? .
Sessiz hıçkırıklarının yücelerine tırmanmayı bitirdiğinde, ibadete durmaların da başlar gözyaşı prensesi. Acının dişlilerine meydan oku gülüşlerinle ve bitir yüreğinin sızılarını. Eşsiz güzelliğinin koridorlarında gözlerindeki bağı çöz at artık. Kutsal bir ışık yanıyor sevgi dağının zirvelerinde ve o zorlu yolda yürümek istersen, aç artık yüreğini sevgilere.

Selahattin Yetgin