Gokkusagıfm.net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

sessiz cıglıklar

Aşağa gitmek

sessiz cıglıklar Empty sessiz cıglıklar

Mesaj tarafından Misafir Çarş. Ocak 27, 2010 6:13 pm

Yazarım uykusuzluklarıma sensizliğimi,
sanki diz çokmuş, oturur yanı başımda özlemin,
neye dokunsam sen, neyi dinlesem sen,
her neye baksam hareler kuşatır tüm benliğimi,
anlatacağım artik dinle bu dizelerimde acizliğimi,
İmzamı atarim köse bucak bu karanlık odamda, yakamam ışıkları,
hoş yansa da o spotların kudreti yeter mi sanırsın içimdeki kasveti gidermeyi,
çöreklenmiş kobra gibi beynime sensizlik,
ya da dev bir ahtapotun gücü kollarının kuşatmasında sanki bedenim,
neye uzansam sen çıkıyorsun içinden,
Yazarım uykusuzluklarıma sensizliğimi,
bağdaş kurmuş nöbet beklercesine yattığım döşekte sanki hazır bekler beni,
içimde tarifi imkansız bir acı,
mengeneye tutuklu ellerim,
ya da paslı bir kelepçe kilitlemiş bileklerimi,
kımıldayamam hiçbir yere,
Yazarım baktığım her kıyı köseye anlıyor musun sevdiğim,
sana olan sevgimi.

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

sessiz cıglıklar Empty Geri: sessiz cıglıklar

Mesaj tarafından Misafir Çarş. Ocak 27, 2010 6:15 pm

Hiç sevmedim kimseyi senin kadar.
Yüreğim yanmadı hiç bu kadar…”
Bir el bazen neleri ayakta tutabiliyor hiç düşündünüz mü ve neleri yıkabiliyor tek başına Bir eli tutmak bir insani hayata bağlamakla eş değerde olabiliyorsa eğer bunun adi aşktır. Böyle bir eli tutmak hayati bulmaktır belki de.
Hiç sevmedim seni sevdiğim kadar dersin birine ve sonra onun arkasına donup gitmesini izlemek ne zordur. Bir eliyle hayata bağlamak bir eliyle o verdiği hayati geri almak gibi… Bazen mecburi ayrılıklar mecburi acılar yaratır. Bile kapıyı aralık bırakırsın ve tüm yalnızlığın ve hüznün içeri dolmasına izin verirsin. Buna rağmen aklinin bir Koç$esinde sonsuzluk vardır. Bitmedik, bitemez, bitmeyecek… Bir ömrü bir aşka adamaktır bu belki ve elbette yürek ister ayrıysan. Dönüş yolları geçilemeyecek kadar darsa bile bir umut koyup sol yanına beklersin hayatinin ışığının o derin karanlıktan gelmesini. Zaman geçtikçe göremez olursun hiçbir şeyi gözlerinin buğusundan ve kalbinin karanlığından… Beklemek zordur eğer beklenen kalbinden çok uzakta ise…
“Çok yalnızım, seninle bir yârim…
Eğer elindeyse ne olur çal kapımı,
Eğer yüreğindeysem ne olur sil göz yaşımı.”
Bir hayati kaybetmek bir elin sıcaklığını kaybetmekle eş değerse işte bu aşktır tir. Böyle bir eli kaybetmek ölmeden ölmektir. Ruhunu o sıcaklığa terk edersin o el senden uzaklaşırken. Ruhsuz bir beden ölmekten beterdir…
Ne kadar umut edersen et korkular rahat bırakmaz aklini ve umudunu köreltir sonsuz telaşların o bekleyişte. İsyanın yükselir bastıramazsın çektiğin yalnızlığın en acımasız yani canini yakmaya başlayınca. Tanrıya yalvarırsın son bir şans diye gerçekleşmeyeceğini bildiğin halde. Umudun ve benliğin avuçlarının arasından akıp gider. Ruhsuz, umutsuz ve benliksiz kalırsın bir başına. Zaman acımasızlaşır ağladıkça.
“Gel… Korkuyorum… Nefes alamıyorum.
Eğer hala dudaklarında ismim varsa gel…
Sıcaklığın olmadan tutunamıyorum…”
Hatanın üstüne hata ekleyerek yaşıyoruz. Bile kaçırdık belki de o treni. Beklemek için çok geç, vazgeçmek içinse çok erken. Bir ömre bedelse bile geç kalınmış bir mutluluktan vazgeçmiyorum. Verilen sözler unutulmamalı, ben unutmadım…
“Eğer elindeyse ne olur çal kapımı, Eğer yüreğindeysem ne olur sil gözyaşımı…”

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

sessiz cıglıklar Empty Geri: sessiz cıglıklar

Mesaj tarafından Misafir Çarş. Ocak 27, 2010 6:16 pm

Bir gün bir sevda çalar kapınızı…
Şaşırırsınız, beklemiyorsunuzdur…
Bu güne kadar gelen sevgilere hep misafir olarak bakmışsınızdır…
Ancak, bu sevgi asktan öte olarak yerini alır gözlerinizden kalbinize!
İkilemlere düşersiniz…
Kıskançlık nedir bilmezken farkına varmadan öğrenirsiniz!
Kaprisle isim olmaz derken yaptığınız kaprislere hoşgörü beklersiniz!
Bireysel yasamın gerekliliği üzerine ahkâm keserken birdenbire
gönüllü bir tutsak olma yolunda ilerlediğinizi anlarsınız!
Gün çabucak geçsin diye beklerken, (24) saate ilave saatler istersiniz?
Adrenalin derken, acıyı tatarsınız!
Gülmekten bahsederken, göz yaslarınızı hazır ol komutu ile bekler bulursunuz!
Yaşantımdan fedakârlık mı saçmalamayın diyen siz, kişiliğinizle ilgili fedakârlıklara kalkışırsınız!
Sevdanın yerel ağ şebekesinden yayılıp, tüm benliğinizi sardığını fark ettiğinizde iste
AŞK’la tanışmakla kalmayıp onu içinize aldığınızı anlarsınız…
Sözcükler, cümleler, paragraf yada makaleler yetmez içinizi kavuran askınızı anlatmaya.
Her ifadenin yetersiz kaldığını hissedersiniz…
Her cümlede çırpınırsınız.
Yeter dersiniz, bir kelime yada bir cümle bulmalıyım; ona olan sevdamı anlatmalıyım…
Uykunun esaretinden kurtulduğunuz bir anda iki kelime gelir aklınıza!
SÖYLENMEMİŞ SÖZÜMSÜN
Mutlulukla ışıldar gözleriniz.
Sonra bir anini beklersiniz sevdiğinize söylemek için.
Yüreğinizden sesinize canhıraş dökülür;
söylenmemiş sözümsün
Sevilenin gözleri mutlulukla parıldar.
Gözünüze bakar;
Söylenmemiş son sözümsün demeni isterdim, der.
Bencilliğine aldırmazsınız, gülümsersiniz.
SÖYLENMEMİŞ SON SÖZÜMSÜN , dersiniz.
Söylenmemiş son sözümsün.
Yanımda olsan yada olmasan fark etmez
O gece söylediğim gibi;
Söylenmemiş sözümsün
O gece söylediğin gibi;
Söylenmemiş son sözümsün

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

sessiz cıglıklar Empty Geri: sessiz cıglıklar

Mesaj tarafından Misafir Çarş. Ocak 27, 2010 6:23 pm




Seni ilk fark ettiğimde sevdamın adını imkansızlık koymuştum. Yani daha ilk günden imkansız aşk demiştim sevdama. Sen bilmeden sevmiştim seni ve sen bilmeden koymuştum bu sevdanın adını. Belki bilsen kabul etmeyecektin imkansızlığı, olmaz imkansız aşk olmaz diyecektin. İşte bir belki yüzünden söylemiştim sevdamı olur da ismini değiştirmeye kalkarsın diye. Ama sen ise sevdamla birlikte ismini de razı olmuştun. Benim imkansızlığım da bu noktadan sonra başlamıştı zaten.
Kendim koyduğum halde bu sevdanın adını kabullenememeye başlamıştım hem sen de razı olmuşken. Belki de senin bu kadar çabuk ısınmana yüzünden alışamamıştım. Ama hiçbir zaman neden sahip çıkamadığımı anlayamamıştım. Çünkü sahip çıkmadım diye sevdama daha sıkı sarılıyordum, sahip çıkamadım diye sözlerimin hükmüyle gözlerine hapsediyordum yüreğimi ve imkansızlığı üstlenmeyeceğim diye esirin oluyordum yavaş yavaş. sen bunu da onayladın ve senin onaylamanla gün geçtikçe daha da çabuk senin esirin olmuştum.
Ben imkansızlığı benimseyemeyeceğim diye esrin oldum sen ise esirin olduğum için bu kadar hoyrat davrandın. Aslında farkında olmadan böyle hoyrat davrandın. Rahattın artık gelsen de gitsen de sende kalacağımı biliyordun ve farkında olmadan üzsen de bu benim seçimim olduğundan için de rahattı. Aslında benim de içim rahattı çünkü sende kalmak yetiyordu. İmkansızlığı seçseydim sevdamın bitişini kabullenmeye mahkum olacaktım. Ama ben imkansızlık yerine sevdamın uğrun da senin esirin olmayı seçtim ve esirin olmak bile güzeldi. Çünkü sen de kalmak güzeldi.
Keşke şimdi gitmesen de ben yine esirin olarak kalsam. Ama sana söz bu son gidişin olsa da bir daha gelmeyeceğini bilsem de, tekrardan esirin olacağım güne kadar seni bekleyeceğime ve bu bekleyişte senden başkasını sevmeyeceğime söz veriyorum…

<TABLE style="TABLE-LAYOUT: fixed" border=0 width="100%">



<TR>
<td class=smalltext width="100%" colSpan=2></TD></TR>
<TR>
<td id=modified_72443 class=smalltext vAlign=bottom></TD></TR></TABLE>

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz